Okudum Bitti-Evrenden Torpilim Var

Arka kapak;

Siz hiç 150 kilo oldunuz mu? Sizin hiç yabancı bir ülkede bavulunuzu kaybettiğiniz, sabahları mısır gevreğine bira döküp hayatta kalırken günlerce tek kelime bile konuşmadığınız, dayak yedikten sonra girdiğiniz komadan bir gözünüzü kaybetmiş olarak çıkıp tekrar parklara döndüğünüz, annenizi kaybettikten sonra hapiste yatarken babanızı kaybettiğiniz oldu mu?

Benim oldu.

Peki ya sonra o yabancı ülkenin dilinde şakır şakır konuşup hatta seslendirme yönetmenliği bile yaptığınız, o ülkedeki filmlerde başrol oynadığınız, 70 kilo verip filinta gibi olduğunuz, yeni ve mutlu bir hayat kurduğunuz, elinizi attığınız her işi altın yumurtlayan tavuğa çevirdiğiniz, her saniyenizi gülümseyerek geçirdiğiniz, hayatta istediğiniz her şeyi elde etmeye başladığınız oldu mu?

Benim oldu.
Nasıl mı?
Gelin anlatayım...

Kişisel gelişim kitaplarının çoğunda bilindik,birbirini tekrarlayan söz kalıpları ve özde birbirinin aynı olan düşünceler yer alır.

Uzun zamandır bende kişisel gelişim kitaplarından uzak durmuştum taki bu kitabı okuyuncaya kadar.

Anlatım dili okuyucuyu yazarın hayatına alıveriyor.Onunla beraber yaşadıkları aşamalara izleyici oluyorsunuz.

Kitapta altıni çizdiğim bazı cümleleri paylaşmak istiyorum;

Hayatın tek amacı deneyimlemek ve keyif almaktır...

Yaşadığınız her an birşeyi deneyimlemektesiniz. Ve her gün,ot gibi aynı şeyleri yapsanız bile,hepsi yeni bir deneyimdir...

Evren ile aramızdaki konuşma dilinin adı Enerji...

Evrende hiç bir şey,sizin frekansınızı değiştirme gücüne sahip değildir-sizden başka hiç birşey...

Enerjinin bizim anlayabileceğimiz bir hale çevrilmesi,zaten yaradılıştan var olan bir şey.adına Duygu diyoruz...

Duygularınızı ölçmek ve frekansınızı nasıl değiştireceğinizi öğrenmek,geminin kaptanı olduğunuzu ilan ettiğiniz ilk an olacaktır...